Genel

Genel Başkanımızdan Eğitim ve Bilim Emekçilerine Mektup

Sevgili Eğitim ve Bilim Emekçisi Arkadaşım Merhaba…
Eğitimin herkes için, “eğitimi veren, eğitimi alan ve ebeveynler için” çok ciddi bir yük haline geldiği bir dönemi yaşıyoruz.
Eğitimin tadı kaçtı, kaçırıldı!
Ülkemizde eğitimin her kademesi, her alanda çok çeşitli ve ağır sorunlar ile karşı karşıya bulunmaktadır. Yönetenler ise sorun çözmek yerine, yarattıkları yapay gündemlerle oyalanarak sorunları çözmüyorlar. Tarikat ve cemaatlerden, piyasa ve sermaye çevrelerinden başka eğitimin geldiği noktadan memnuniyet duyan toplum kesimi kalmadı.
Derin yoksulluk tüm halk kesimlerini ama en çok eğitim çağındaki çocukları etkiliyor. Her 5 çocuktan biri, gün boyu hiçbir şey yemeden ve temiz su içmeden aç ve susuz bir şekilde okulda gününü tamamlıyor.
Diğer yandan sınav odaklı eğitim sistemi farklı ilgi, eğilim ve yeteneklere sahip bütün çocuklarımızı aynı yarışa tabi tutuyor. Bu durum çocuklarımızın örgün eğitimin dışına savrulmalarına; intiharlara kadar varan birçok soruna sebep oluyor.
ÇEDES projesi ile dini vakıf ve derneklerle yapılan protokollerle, eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaştırılmaktadır. Laik ve bilimsel eğitimden hızla uzaklaşılması özel okullara yönelimi hızlandırarak eğitimin özelleştirilmesi sürecini derinleştirmektedir.
Son bir yıl içerisinde 12 çocuğumuz MESEM’lerde iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, onlarcası yaralandı. Bakanlık MESEM’ler eliyle bir taraftan çocuk işçiliğini ve çocuk sömürüsünü meşru hale getirirken diğer taraftan da öğrencilerimizin can güvenliğini ciddi boyutlarda tehdit etmekte, tehlikeye atmaktadır.
Güvenceli ve kadrolu çalışma hakkımız saldırı altında. Atama bekleyen on binlerce öğretmenimiz varken, güvencesiz ve çok ağır ekonomik koşullarda 90 bin civarında ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Kamuda zorunlu tasarruf tedbirleri kapsamında bundan sonra “emekli olan kadar” yeni atama yapılacağı ifade ediliyor. Yardımcı hizmetli, memur ve tekniker olarak görev yapan arkadaşlarımız görev tanımları dışında işlerde çalıştırılırken, ekonomik ve özlük haklarında buna uygun bir şekilde düzenleme, iyileştirme yapılmıyor.
Akademide demokratik ve özerk yapı tamamen ortadan kaldırılarak, gerici ve piyasacı bir üniversite gerçekliği yaratıldı. Üniversite öğrencilerinin beslenme ve barınma sorunu büyüyor. Üniversitelerde bir taraftan yemek ücretlerine sürekli zamlar yapılırken, diğer taraftan yeteri kadar yurt yapılmayarak öğrenciler tarikat ve cemaat yurtlarına mecbur bırakılıyor.
Öğretmenlik Mesleği Kanunu ile eğitimcilerin ekonomik, demokratik ve özlük hakları gibi gerçek hiçbir sorunu çözülmezken, kariyer basamakları uygulaması ile eğitimcilerin iş ve çalışma barışı bozuluyor.
Nerede ve kimlerle hazırlandığı belli olmayan, gerekçesi ortaya konulmayan, pilot uygulamaya tabi tutulmayan, bilimsellikten uzak, laiklik karşıtı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yapılmak istenen, yüzyıl öncesinin kilise ve medrese eğitimine geri dönmekten ibaret.
Bütün bu sorunlara karşın umutsuzluk yok!
Çünkü aklın ve bilimin rehberliğinde, sizler için sizlerle birlikte, ortak akıl ve eleştirel eğitim yaklaşımı ile mücadele eden Eğitim Sen var. Gelecek güzel günlere olan inancımız ve memleket sevgimiz bizlere bu mücadelede güç katıyor.
Eğitim Sen; kurulduğu günden bugüne, herkese eşit, parasız, nitelikli, bilimsel, kamusal, anadilinde ve cinsiyet eşitlikçi bir eğitim hakkı için yılmadan mücadele eden bir sendikadır. Hiçbir parti ya da siyasi organizasyonla organik bağı bulunmayan, eğitim ve bilim emekçilerinin öz gücüne dayanarak mücadele yürüten sendikadır.
Eğitim Sen; üyelerinin ve tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarını geliştirip korumak için, her türden engellemelere ve yıldırma politikalarına aldırmadan, haklar temelinde fiili, meşru, direngen bir mücadele yürüten sendikadır.
Eğitim Sen; inancın, direncin, dayanışmanın, mücadelenin ve umudun adıdır.
Eğitim Sen; bu özelliklerinden dolayı, Eğitim Enternasyonali’nin ülkemizden üye olarak kabul ettiği tek sendikadır.
Eğitim Sen; eğitim alanında çalışan (yardımcı hizmetli, memur, teknisyen, tekniker, şef, şoför, güvenlik görevlisi, hemşire, öğretmen ve akademisyen) ayrımsız herkesin sendikasıdır. Her ünvandaki eğitim ve bilim emekçisi arkadaşımızın sorunları için mücadele eder, sorumluluk alır.
Eğitim ve Bilim Emekçisi Arkadaşım…
Gerçeğin ve bilimin yanında ol, gerçeği büyütelim. Yalanı, yanlışı ve dogmayı mahkûm et. “Bilim ve sanat itibar görmediği ülkeyi terk edermiş.” Bugün karşı karşıya kaldığımız tehdit ve tehlikeler apaçık önümüzde duruyor.
Elbette ki yukarıda sıraladığımız sorunlar, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımız tarafından en az bizim kadar biliniyor.
Yaşadığımız sorunların çözümü var; çaresiz değilsiniz.
Hiçbir zaman ve koşulda asla yalnız olmayacaksınız, Eğitim Sen hep yanınızda olacak.
Asla tek başınıza yürümeyeceksiniz, her sorunun çözümünde Eğitim Sen hep sizinle yürüyecek.
Haklı olduğunuz hiçbir problemde kendinizi çaresiz hissetmeyeceksiniz. Eğitim Sen sorununuza çare olacak.
Eğitim Sen, hiçbir iş yapmadan ama iş yapıyormuş gibi algı oluşturan sendika değil, mücadele eden, gerçek bir sendikadır.
Sizler, tüm bu sorunların, yaşayan sahibi olduğunuz gibi çözümün de kendinizden bağımsız olmadığının bilincindesiniz. Çünkü her biriniz “eğitim” denen yapının çok önemli öznelerisiniz. Sadece bugünü değil, yarını, yarınları da inşa edenlersiniz. O nedenle yarının, aydınlanmacı, demokratik ve bilimsel eğitimi için şimdi sorumluluk zamanıdır.
Haydi, Eğitim Sen’de birleşmeye! Çünkü Eğitim Sen varsa umut var!
Umudu büyütmek için Eğitim Sen’de yürümeye devam edelim!
Eğitim Sen’e üye olalım!
Kemal IRMAK Eğitim Sen Genel Başkanı
Mektubu görmek için https://egitimsen.org.tr/…/2024/09/mektup-birlesik.pdf tıklayınız.